23 Ekim 2009 Cuma

gece denemeleri

Üşüyormuş. Ellerini ısıtan arıyormuş. Açlığını giderecek, elbet iki ara bir nehirde ruhu doyuracak bir kişi. Albatros olmaya hevesli imiş, dişisini arıyormuş göklerde. Uçuyor, konduğu yerde yoksa aradığı oyalanmadan kaçıyormuş. Yormamış, üzmemiş, kırmamış. İncitmekten korkar halde bakınıyormuş sadece.

Dolanırken semalarda rastlamış enderine. Yanına usulca sokulmak istemiş ama zamanlama konusunda çekinceleri varmış. Beklemiş. Takip ederken düşünmüş sıklıkla.

- Acaba beni ister mi? O da beni mi diledi ki onun peşi sıra ilerlemekteyim?

Beklemiş kapı önlerinde. Sabah olsun da sevdiceği arz-ı endam etsin diye. Bekleşirken sokaktaki kedi köpekle, biri çöpünü savurmuş camdan aşağıya.

- İnsanlar ne kadar kötüler. Evlerinde tahammül edemedikleri şeyleri kafamızdan aşağı yağdırmayı huy edindiler.

Evsizi, uğursuzu, arsızı dolanırken mahallede, kızıl saçlı yeşil perisi görünmüş kapı dibinde. Kanatlarına dizgin vurup yolda ilerlemesini izlemiş. Gözden kaybedeceğini anladığı an kendine gelip izinden gitmiş.

Kokusu şeftali bahçesi, adımları ceylan endazesi ilerler dişisi önlerde... Sendeler, düşer ama takipten geçmez vaz:D

Ahuuee yeter bitsin bu da...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder