10 Mart 2010 Çarşamba

Dün neler yaptım?


Dün kıvırcık saçlı bir çocuktum. Annem yemek pişirmeye çalışırken, köşede oturmuş gazeteyle külah yapmaya çalışıyordum. Bir eksiklik var gibiydi. Külahlar ışıldasın diye ocağın dibine koydum. Evimiz yanıyordu az kalsın. Ateşle ilk kez o gün oynuyordum.

Dün bahçede bulduğum güvercini eve getirmiştim. Yarası iyileşsin diye kanadına krem sürdüm. Hiç ötmüyor, sadece etrafına bakıyordu. Yemek de yemedi. Bakkaldan aldığım kutunun içine pamukla battaniyeler yaptım. Üşümesin diye sarmaladım. Sabah uyandığımda ölmüştü. İlk kez bir canlıyı ellerimde toprağa gömüyordum.

Dün ticarete ilk kez atılıyordum. Babamın aldığı bisikleti tur başına kiraya veriyordum. Mahallede bir tur; iki çikolata bir dondurma parası. Bisiklet çalınmasın diye nüfus kağıdını rehin tutuyordum. Her zaman kiralayanlardan biri nufüs kağıdını evde unuttuğunu söyledi. Güvenip bisikleti verdim. Meğerse o gün taşınıyorlarmış. Bisiklet kamyona atılıp başka semtin tozlu yollarına götürülmüş. İlk kez o gün kazıklanıyordum.

Dün fındık oldum. Müsamere için her birimiz birşeyler olmuştuk. Giresun zengin olsun, cebimiz fındıkla dolsun, kırılık çıtır çıtır, hem besler hem ısıtır'ı ezberlemeye çalışıyordum. Annem kartondan fındık kostümü yaparken, yanında oturmuş şapkamı boyuyordum. Sahneye çıkma heyecanını ilk kez o gün duyuyordum.

Dün güzeldi işte. Dün kötüydü. Dün aşk vardı. Dün üşüyordum. Dün herşeyimdi. Dün ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder