1 Ağustos 2009 Cumartesi

Bir çimdik tuz aman ha!

Sabah kalkınca genellikle bazı yemekleri arar damağım. Genelde tarhana çorbası, lahmacun ya da taze fasülye olur. İsteğimi haklı göstermek için "ne olur ama bir tabak!" diye yakarırım anneme. Hep birle ifade ederim. Bir dilim pastırma, bir tane salatalık, bir tane sarma. Çok şey istemiyorum ya kendimce, ifadesini böyle dillendirebilirim.

Evde annesiz kaldığım günlerde ise on parmağımdaki en güçlü silahım olduğuna inandığım yemek yapma kabiliyetim uyanır. İş başa düştüğünde bir anda aşçı oluveririm. Dolaptaki malzemeleri en makul şekilde nasıl yemek ziyafetine dönüştürebileceğimi düşündüğüm anlarda ise arama motoruna olanı yazarım. Karşıma malzememe kestirdiğim tarifler çıkar ve yemeğimi yapmaya koyulurum.

Şekerpare, fransız usulü peynirli soğan çorbası ve etli bamya yapmayı bu şekilde öğrendim. Birilerinin bir yerde anne edasıyla bu tarifleri diğer yamaklarla paylaşmasını saygıya değer bulmuşumdur daima. Hoş özel tariflerini verdiklerini söyleseler de her daim bir giz vardır. Yemeğin imzasıdır o giz. Aslında saklamak adına eklememiş değillerdir. Mandalinanın kokusu hoş gelir diye kendince onu da içine iliştirmiştir ama yemeğin olmazsa olmazı değildir. Ustalık şudur kanaatimce; olmuş olana yapabildiğiniz eklentiler. Çünkü evlerimizde pişen her yemeğin tarifine genelde şu cümleyle başlarlar; bir tane irice soğanı doğrayın ve önceden kızdırılmış yağa atıp pembeleşinceye kadar kavurun...

Birincisi, ben soğanın pembeleşinceye kadar kavrulmasını bekleyemeyen sabırsız bir insanım. Eğer soğanım pembe halini alıveriyorsa o da şansadır. Çene çalarken büyük ihtimalle unutmuşumdur. İkincisi ise ölçülerdir. Bir avuç der bazısı. Eliniz iriyse yarım avuç demez. Bir çimdik der. Çimdiklediğimiz nesneye göre çimdiğin ölçüsü de değişir oysa.

Siz siz olun tariflere gözü kapalı uymak yerine kendi ölçünüzü oluşturmayı deneyin. Her yemeğe de kendinize ait özel bir ek malzeme eklemeyi de ihmal etmeyin.

Bu kadar anlatmışken ufak bir tüyo da ben vereyim a dostlar! Bilenler keyfini yaşamıştır ama bilmeyenler için hatırlatmakta fayda var.

Eğer elinizde bir paket hazır çorba varsa ancak pakedin üzerinde yazan 4 kişiliktir yazısı panik yaşatıyorsa, evde 6 kişiyseniz...
5 bardak su ile yapılması önerilen çorbaya evvela 7 bardak su koyunuz. Paketin arkasındaki "içindekiler" bölümüne bakınız. Orda yer alan malzemelerden evde olanlardan birer kaşık ya da abartmadan içine atınız. Peynir tozu mu yazıyor, bir kaşık yoğurt... Domates sosu mu yazıyor, birazcık salça... Mısır nişastası mı yazıyor, varsa azcık mısır unu yoksa birazcık un... Elinizi korkak alıştırmayınız, koyunuz... Sonunda hem çorbanız size özel bir lezzete dönüşür, hem de daha çok kişi ile bu doyumsuz lezzeti paylaşabilirsiniz.

Ahueueu:D Yahu yemek tarif ederken kullanılan dil ne hoşmuş. Afiyet ola sizlere. Ben bir çorba kaynatayım hemen. Karnım acıktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder