7 Aralık 2010 Salı

Elma Dersem Çık


Elektrikler kesildiği zaman ev halkı bir odanın içine toplanır, derince sohbete koyulurlar. Anne mutfaktaki işleri yarıda bırakır, evin teknoloji manyağı bilgisayarına zorunlu olarak veda eder, diğerleri de ansızın yakalandıkları karanlıkta korkuyla beklemektense diğerlerine katılır. Alışkın değildir şehir insanı elektriksizliğe. O nedenle hazırda mum bulunması da şansa bırakılmıştır. Evin en ufağını bakkala yollayıp mum aldırmayı düşünürsünüz ama merdivenden yuvarlanır korkusuyla vazgeçersiniz. Tek odada, bulduğunuz tek mumla, zorunlu romantik bir ortam yaratılmıştır. Eski defterler açılır, canlandırma zamanı geçmiştedir.

Arada şalteri kapatıp bu anın yaratıcısının eletrik idaresi olmasını beklemesek diyorum. Geçen gün elektrik gittiğinde yine bir odaya toplaştık. Annem eskilerden anlatmaya başladı...

Yirmi altı yıl öncesi. Annemin karnında, bekleme odasındaki süremi doldurmama az kala. Ha geldim geliyorum günleri. Hatırlayamadığı bir sebepten annem babama kızgın. O esnada mutfakta bir şeyler hazırlıyor. Kızgınlığı artınca pazardan aldığı poşetlerden birini kapıp yatak odasına gidiyor. Kapıyı da kilitliyor. Poşette iki kilo yeşil elma. Sinirden, açlığından, çift canlı olmanın verdiği iştaha abanıp elmaların hepsini yiyor. Sonra kısa süreli, huzurlu bir uyku molası. Derken iç ve dış yeşil elma kokuları içinde sinyal vermeye başlıyorum. Geliyorum...

Annem çığlık çığlığa bağırıyor. Babam kapıdan içeri giremiyor. Kapı kilitli. Var gücüyle kalkıp kapıyı açıyor. Yola düşüyorlar... Gecenin bir yarısı. Otobüs yok. Taksi ya da herhangi bir vasıtaya verecek para da. Güngören'den Merter'e kadar yürüyorlar. Sancılar sıklaştığında duruyorlar. Durduğunda maratona devam. Bir araç buluyorlar Merter'de birinin yardımıyla. Güzergahları aşıp Beyoğlu'na geliyorlar. İlk kez Taksim İlk Yardım Hastanesi'nde ağlıyorum.

Annem bu anıya daima şu cümleleri ekliyor. "Tüm çocuklarımı normal hastanelerde doğurdum. Seni Beyoğlu'nda doğurduk, gezmeden duramıyorsun. Hep bir özgürlük sevdası."

Doğumgünümün seneyi deviryesine az zaman kala bu anıyla tazeleniyorum. Yeşil elmayı daha çok seviyorum. Anlam yükleme sevdalısı olduğum için yeri başkalaşıyor.

Herkes annesini çok seviyordur muhakkak. Burdan da bir kere yazayım istiyorum. Annemi çok seviyorum. Keşke onu daha çok mutlu edebilsem diyorum. Hep mutlu olsun, hep gülsün istiyorum. Yavrum, kıymetlim, güller güzelim.

Herkesin anneciğine selamlar ederim, öperim gözlerden, gerdanlardan!

Elektrik kesintisini beklemeden, zamanı gereksiz kişi veya şeylere dağıtmadan, en fazlasını en kıymetlilerinizle paylaşmanızı diliyorum bir de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder